TGKD Başkanı Yusuf Varlık : Bağlarımız Yok Olmakla Karşı Karşıya Kaldı

Tosya Gelişim ve Kalkınma Derneği (TGKD) Başkanı Yusuf Varlık, Tosya’da binlerce  dekar meyve bahçesinin sulama suyu sorunu yüzünden yok olmakla karşı karşıya kaldığını açıkladı.

Başkan Varlık, açıklamasında şunları kaydetti :

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde bulunan ve ilçeye has yaklaşık 5 bin adet meyve bahçeleri ( bağ) sulama suyu sorunu yüzünden üretimden uzaklaştırılmasının yanında, büyümesi yıllar alan meyve ağaçlarının kurumaya yüz tutması sonucu yok olmakla karşı karşıya kaldı.

Bilindiği üzere Tosya’da çeşitli büyüklüklerde binlerce dekar alana sahip içinde tarihi evleri ( gümele ) bulunan mevsim şartlarına göre her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bağlar bulunmaktadır. Bu alanlarda Tosyalılar yıllarca üretim yaparak hem evlerini geçindirmiş, hemde ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlamıştır.

Bu alanlarda üretilen sebze ve meyvelerin ihtiyaç fazlaları, başka şehirlerde satılarak ilçeye önemli girdi de sağlanmıştır. Bunun yanında yine bu alanlarda üretilen sebze ve meyveler, uluslararası D-100 kara yolu kenarında yerli yabancı turistlere de satılarak aynı zamanda ihraç da edilmiştir. Tosyalıların iş ve aş için başka şehirlere göç etmesinin de önüne geçen bu meyve bahçeleri, maalesef son yıllarda çeşitli nedenler yüzünden üretimden uzaklaştırılmıştır.

Üretken, girişken ve çalışkan Tosyalılar yine de üretmek için büyük mücadele göstermektedir. Bu mücadeleler, çeşitli aksaklıklara rağmen yine de başarıyla taçlandırılıyordu ta ki sulama suyu sorunu baş gösterene kadar.

Devletimiz, meyve bahçelerimizin sulama suyu sorunu yaşamaması için yıllar önce sulama göledi inşa etmiş, yine birkaç yıl önce de içinin temizliğini yapmıştı. Göledin bendini yükselterek daha fazla su toplanmasını da sağlamıştı. Bu göletten veya başka yerlerden gelen sulama suyunun, binlerce meyve bahçelerine sağlıklı bir şekilde ulaşabilmesi için de toplam 124 kilometre uzunluğunda 9 adet de beton sulama suyu kanalı inşa etmişti.

9 Adet 124 kilometre uzunluğunda ki bu sulama suyu kanallarının kontrolleri ise kurulan dernekler tarafından sağlanmaktadır.

Bu dernekler şu şekilde sıralanmaktadır :

1 : Yazıçam Arkı Sulama Derneği ( 25 kilometre )
2: Acıkavak Arkı Sulama Derneği ( 20 kilometre)
3 : Yenice Arkı Sulama Derneği ( 15 kilometre )
4 : Kanlı Arkı Sulama Derneği ( 10 kilometre )
5 : Hasan Arkı Sulama Derneği ( 10 kilometre )
6 : Bayem Arkı Sulama Derneği ( 12 kilometre)
7 : Beşçam Arkı Sulama Derneği ( 12 kilometre)
8: Golden Arkı Sulama Derneği ( 10 kilometre)
9: Çatak Arkı Sulama Derneği ( 10 kilometre)

Bu dernekler ise, Çiftçi Malları Koruma Meclisi Başkanlığına bağlı hareket etmektedir.

Binlerce dekar alana sahip meyve bahçeleri (bağ) yukarıda belirtilen şekilde sulanmaktadır. Yine bu arklarda ki görevliler ( deşdimen ) dernekler tarafından işe alınmaktadır. Meyve bahçelerinin sahiplerinden alınan, ark, sulama vb ücretler yine bu görevliler tarafından tahsil edilmektedir. Meyve bahçesi sahiplerinden alınan bu ücretler sulama arklarına göre çeşitlilik göstermektedir.

Yıllardır yukarıda belirtilen şekilde devam eden bu sistem, son yıllarda, meyve bahçelerinin ihtiyacına cevap veremez hale geldi. Binlerce alanda yetiştirilen sebze, sulama suyu yüzünden kuruyup gitti. Yine bu alanlarda yıllarca emek harcanarak büyütülen meyve ağaçlarının bir bölümü kurudu, ayakta kalanlar ise yağmur ve kar suyu ile hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor.

Tosya Gelişim ve Kalkınma Derneği (TGKD) olarak, meyve bahçesi sahipleri ( bağ ) ile yaptığımız ikili görüşmelerde, ilçemizde tarımın kalbi olan binlerce dekar meyve bahçelerinin neden üretim dışı kaldığı ve sorunların nasıl çözülmesi gerektiği konularını ele aldık. Bu çalışma, bir çok sorun ve sıkıntının gün yüzüne çıkmasına imkan ve olanak sağladı. Bu sorunların başında sulama suyu sorununun geldiği, bu sorunun çözülmesi halinde yine bu alanlarda üretim yapılabileceği konusunda meyve bahçesi sahipleri görüş belirtti.

Tosya Gelişim ve Kalkınma Derneği olarak yaptığımız araştırmada, Tosya’daki binlerce dekar meyve bahçesinde sulama suyu sorununun, sulama kanallarının bakımsızlığından ve sulama saatlerinden kaynaklandığını tespit ettik. Aşağıdaki resimlerde de görüldüğü üzere, devletimiz tarafından yıllar önce inşa edilen 124 kilometre uzunluğundaki beton sulama kanalları, yapıldığı günden buyana hiçbir bakım ve onarım görmemiş, kırılan yerler de onarılmamıştır. Bu kırılan yerlerde meydana gelen su kayıpları, özellikle sıcak yaz günlerinde çok ama çok büyük önem arz etmektedir.

Meyve bahçesi sahipleri, asla ve asla bu hayatın kaynağı olan tarım arazilerini hangi gün ve hangi saatte sulayacaklarını bilmemektedir. Deşdimenleri arayarak sulama suyu sırası alan meyve bahçesi sahipleri, yeteri kadar su olmadığı veya işinin yoğunluğunu ayarlayamadığı için bahçelerini yeteri kadar sulayamamaktadır.Bu sorunların çözümü çok ama çok basittir. Öncelikle, 124 kilometre uzunluğundaki beton sulama arklarının kırık ve bakımsız olan yerlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu yerler tespit edildikten sonra havaların uygun olması nedeniyle acilen, bahar aylarına kadar bakım ve onarımlarının yapılması gerekmektedir. Sulama suyunun sağlıklı bir şekilde üreticiye ulaşmasını sağladıktan sonra, bu arkların kontrol ve bakımları mutlaka ve mutlaka devletin denetimi ve kontrolünde olmalıdır.

Sorun ve sıkıntısı olan meyve bahçesi sahiplerinin, isteklerini bildirebileceği bir kamu kurum ve kuruluşu mutlaka belirlenmelidir. Sezonun başında meyve bahçesi sahiplerine, tarım arazilerini hangi gün ve saatte sulayabileceği resmi bir yazı ile belirtilmelidir.

Meyve bahçesi sahiplerine, hangi kalemlerde ne kadar parayı hangi kuruma ne zaman ödeyecekleri de yine sezon başında resmi bir yazı ile belirtilmelidir.

Meyve bahçesi sahiplerine, belirtilen sulama kurallarına uymamaları halinde hangi cezai işlemlerle karşı karşıya kalacağı da yine bir resmi yazı ile belirtilmelidir.

Bu şekilde kontrol altına alınan sulama suyu sistemi sayesinde, binlerce dekar tarım arazisi, yine yıllar önceki verimli haline geleceği, binlerce kişiye yeniden iş ve aş olanağı sağlayacağı muhakkaktır.

Burada önemle vurgulamak istediğimiz bir konu var ki bu konu gerçekten hayati önem arz etmektedir. Yukarıda isimlerini belirttiğimiz arkların denetim, kontrol ve bakımlarının bir kamu kurumu veya kuruluşu tarafından yapılmasının öneminden bahsetmiştik. Bu denetimin yapılabilmesi için mevcut bir kamu kurum ve kuruluşunun halen görev yapan yetkililerinden yararlanılabilir.

Üreticiler sorunlarına çare bulunması amacıyla kurulacak sitemin kendisinden de oldukça korkmaktadır. Bu konuda görüşlerini aldığımız meyve bahçesi sahipleri, bu sistem kurulurken, bir adet sulama arkları genel müdürü, birkaç tane sulama arkları genel müdür yardımcısı, her sulama arklarına ayrı ayrı birer müdür, sulama arkları şefleri, sulama arkları memurları, sonra ise her birine ayrı ayrı hizmetli istihdam edilmesinden ve bu kişilerin ücretlerinin de meyve bahçesi sahiplerine yüklenmesinden korkmaktadır.

Üreticiler, bu sistemin başında yer alacak kişilerin mutlaka sıkı bir şekilde denetlenmesini ve belirli dönemlerde yerlerine başkalarının görevlendirilmesi gerektiğini özellikle dile getirmektedir.

Gelelim bu sistemin maddi boyutuna, Tosya’da bulunan binlerce meyve bahçesinin sahipleri, koruma, ark temizleme ve sulama parası başta olmak üzere çeşitli başlıklar altında yılda en az 300 lira olmak kaydıyla ücret ödemektedir. Bu miktar meyve bahçelerinin büyüklüğüne göre oldukça fazla rakamlara ulaşmaktadır.

Mevcut 9 sulama arkının her birinde en az iki deşdimen, bazıların da ise bu sayı daha da fazla olmak kaydıyla yaklaşık 20 civarı deşdimen arklarda görev yapmaktadır. Bu deşdimenler en fazla 6 ay görev yapmaktadır. 20 deşdimenin 6 ay görev yapması halinde, 120 ay ücretlendirilmesi gerekmektedir toplam olarak. Bir asgari ücretlinin aylık maliyetinin 3 bin 500 lira olduğunu kabul edersek, 420 bin lira maliyet çıkmaktadır. Arkların bakım ve onarımına da yıllık 180 bin lira ayrıldığını varsaysak, yıllık bütün masrafları 600 bin lira olarak kabul edebiliriz.

Üç aşağı beş yukarı toplam 5 bin adet irili ufaklı meyve bahçemiz var, bunların sahipleri en az yılda 300 lira ödüyor, sulama suyuna. Bu rakamları topladığımızda 1 milyon 500 bin lira gibi bir orana ulaşıyoruz. Vereseli, sahibi burada olmayan, bakılmayan meyve bahçelerinden alınamayacak ücretleri düşsek bile, yukarıda belirtilen sistemin maliyetinin rahatlıkla karşılanabileceği görülmektedir.

Kovid-19 salgını geçtikten sonra, kurulacak olan bu sistemin yetkilileri ile meyve bahçesi sahiplerinin katılımıyla geniş çaplı istişare toplantıları düzenleyerek, en mükemmele ulaşılması için farklı farklı çözüm yolları belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Tosya’mızın yeniden ürettikleriyle gündeme gelmesi temennisiyle.

.

.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir